25 Eylül 2010 Cumartesi

ilk bayramımız

ilk bayram ne heyecanla hazırlandık. bayramlık için ayaklarımız kopana kadar gezmek, alınanları yıkamak (burda olay koptu) sonra ütülemek (sorun giderildi) son olarak bayram günü giydirmek. ütü aşaması dışında hepsinde sorun çıktı neden acaba. sanırım çok heveslendim.

ayaklarımız kopana kadar dolaştık hele bir mağaza girdim ki aman alahım kaçmam nasıl oldu 4 kat daracık merdivenleri kaçarak indim. en sonunda bulduk. o gün almadık bizde ki de ne delilikse. kalabalıktan korktuk sanırım. ertesi gün babası gitti aldı. büyük almış ne yapsın adam küçüğü kalmamış. değiştirelim dedi aynı mağazaya gitti yok demişler başka şubeye yönlendirilmiş. üründe satılmasın diye ayırılmış. neyse akşamüstü geldi bayramlıklarımız yine büyük ama beğendimiz ürünün en küçüğünü almıştık. olsun fark etmez.


yıkama fasılı. eee yeni aldık ya alışkanlıktandır attım makineye yıkadım. yeni aldığımız kot pantalon üst ve evdeki kirlileri Aras'ın hepsi bir arada yıkandı. makine bitti açtım boşaltıyordum ki ne göreyim. bir şeyler yeni aldığım beyaz tişört lacivert ile açık mavi arası bir renge dönüşmüştü. ağlamak üzereydim bağırdım evimizin sevgili babasından beklenen yanıt geldi. ben söyleyecektim ama karışma diyeceksin diye ses çıkartmadım. bu kadar zamandır kırmızı, lacivert, beyaz hepsini bir arada yıkayan ben bunun nasıl olduğuna inanamadım. elimdeki leke çıkartıcıyla suya basmaya karar verdim (şişesi 2 sene önce 35tl alınmıştı. yeni koltukları çizen mobilya montajcısı yüzünden) zaten olan olmuştu daha ne olabilirdiki. en fazla laciverte kırmızı karışırdı karışırsa karışsın umrumda değil.


sonuç 1 şişe leke çıkarıcıda yatan tişört 2saat sonra temizlendi. ve tekrardan yıkandı. makinede tek olunca birde parçalanmış tişörtle baş edemeyeceğim için sıktırmadan asıp kuruttum. dedim ya ütü kısımında sorun olmadı şükür.


bayram sabahı kalktım Aras uyanmıştı zaten. baktım biraz ateşi var gibi geldi. eşimi uyandırdım yok dedi. bir 5dk sonra ses geldi bu çocuğun ateşi var hadi yaa. mamasını yedirdim ilacını verdim. ama düşmüyordu. evde de derece yok komşudan istedik. oda sanırım bozuk eşim ile oğlumun ateşleri aynı çıktı. halbuki çocuk yanıyor. nemli bez soğuk kolonya fln derken 2saate kalmadan düştü ateşi. bayramlıkları giyelim mi giymeyelimmi derken en sonunda giyindik ve sokağa çıkmaya karar verdik.

8 Eylül 2010 Çarşamba

bayram telaşesi

oğlumla ilk bayramımız. oğlumun ilk bayramı. heves ettik bayramlık alalım istedik. büyükannesi ben almak istiyorum dedi. gittik aldık. yıkanıp ütülenicek attım makinaya bebek çamaşırlarını ayırmıyorum renk renk zaten azıcık oluyor. bir çıkardım ki beyaz olan bayramlık laciverte dönmüş ağlıycaktım. hemen kosla operasyonu ile kendine getirdim neyseki. sanıyorum ki kot pantalonu boyadı.

bu heyecanım neden bilmiyorum. 24 yaşında bayramı ilk defa öğrenen koca bir çocuk gibiyim. aslında 3 aylık oğlumla yeniden doğdum ben ama 24yaşımdaydım doğduğumda. ne mutlu allah bize bayram yaşamayıda nasip etti oğlumla. inşallah daha nice bayramlar yaşarız ailecek. bir kaç sene sonra büyüyecek el öpmeyi öğrenicek konuşmayı öğrenicek iyi bayramlar annecim dediğinde ben nasıl yaşarım bilmiyorum.

31 Ağustos 2010 Salı

yeni duştan çıktı miisss gib kokuyor

mis kokulu pamuk şekerim

hayatımın en güzel günü

uzun bir yoldu bizimkisi 3 sene arkadaşlık 1,5 sene nişanlılık ve 1,5 sene evlilik. artık karar vermiştik bir bebeğimiz olmalıydı beklemek istiyordum ama eşimin yaşı büyük geç olmasın diye hemen bir çocuğumuz olmalıydı. ilk ay hamile kalmıştım. ramazan bayramında öğrenmiştim hamile olduğumu. bayram hediyesi olmuştu oğlum bize. testi yapmış eşime bak bakalım hamilemiyim diye göstermiştim. çığlık çığlığa bağırdı baba oluyorum diye. balkona çıkıyordu zor tuttum komşuya çıktı telefonlara sarıldı evde duramadık dışarı attık kendimizi. derken 9ay geçti zorlanmadım mide bulantılarım vardı ama olsun unuttum bile ve son günlerimdi artık.


son kontrolümüze gitmiştik
13 mayısta herşey iyi güzeldi salı günü yani 18 mayıs için sözleştik bebeğin iri riske atmayalım dedi. kabul ettim babasının doğum gününde doğucaktı oğluşum istersen yarın alayım dedi doktor yok dedim kalsın biraz daha. sonra günler rüya gibi geçti pazar gecesi biraz hareketleri azaldı oğluşumun. yorgunluktur dedim. yattım uyudum gece uyanıyorum uyanıncaya kadar hiç hareket yok. sabah kalktım yine oynamıyor. kahvaltı yaptım bekledim, tatlı yedim bekledim, uzandım bekledim derken doktorumu aradım. meğer doktorum hasaneden ayrılmış onun yerine başka doktor bakıyormuş. ertesi gün o yapıcakmış ameliyatımı. neyse sorunlarımı söyledim hemen gel dediler. koşarak çıktım evden hastane yakındı herkese haber verdim gidiyorum oğlum hareket etmiyor diye. gittim doktor muayene etti kalbini bulamadı oğluşumun. ekranda hareket eden kalbini göremedikçe strese giriyordum. gerildikçe kasılıyordum. en sonunda uzun uğraşlardan sonra göründü oğlumun kalbi. biran kalbi durdu bir şey oldu sandım. doktorda nihayet bulduk kalbini dedi uzun süre dinledik. ama ters giden şeyler vardı suyun azalmış dedi dr. çok çok az kalmış sadece iki cep kalmış doğumun yarın ama ben bugün almayı öneriyorum dedi. bebek için gerekliyse tabii dedim. evet dedi almalıyız. normal deneyemezmiyiz dedim. suyu çok az olmaz imkansız dedi. tamam dedim eve gidip çantamı alıp en geç 1saat sonra burdayım dedim ayrıldım hastaneden. tüm aileme haber verdim. annemi arıyacaktım ki o aradı nasılsın diye dedim doğuma giriyorum bende seni arıyordum. eve geldim duşa girdim çantamı alıp gittim hastaneye. yatış işlemleri yapıldı yattım dr anestezi uzmanı derken 17:30 civarı kapımda sedyeyi gördüm.

benden başka herkes ağlıyordu çok heyecanlılardı asansör beklerken eşim geldi elimi tuttu korkma ben burdayım heyecanlanma sakın dedi. merak etme dedim ama elleri buz gibi gözleri doluydu. kapılardan koridorlardan geçtim ameliyathanedeydim artık bir sürü kişi vardı doktorumu göremedim sesini tanıdım sonra. epiduralim biraz zor takıldı yağ dokusundan dolayı omuriliğime zor ulaştıar ama canım yanmadı sadece elektrik çarpmasını hissettim yattım bir kaç dakika sonra bir sesler geldi sanki birşeyi yakıyorlar gibi ve sallanmaya başladım. nefes alamıyorum dedim anesteziste yok heyecanlanma alıyorsun nefes dedi. ama hissedemiyordum aldığım nefesi sallamaya devam ederken tekrar nefes alamadığımı söyledim geldi damardan bir ilaç verdi rahatlarsın şimdi dedi. sonra doktorum eveeeet hayırlı olsun dedi. gerisini hatırlamıyorum. yani yavaş yavaş geliyor parçalar. sersemletmişler beni meğerse. uyandığımda sadece kameramı gördüm oğlum yoktu nerde oğlum dedim aşağıda babasına gitti dediler iyimi diye sordum iyi çok iyi merak etme çok güzel dediler. sonra şağıya indirdiler benide o ana kadar hiç bir etki olmayan ben odanın kapısında oğlumun sesini duyunca dayanamadım ağlamaya başladım yatağıma yattığımda hemen aldım oğlumu verdim memeyi ağzına hemen aldı yavaş yavaş sakinleşti.

oğlum yanımda ve iyi onu koklamak dünyalara değişilmez. acıktığında ağlarken yanağımı ağzına yaklaştırdığımda meme sanıp aranması bağırması mükemmel bir duygu. allah kimsenin kucağını boş bırakmasın. herkese bir evlat nasip etsin. hep diyordum doğumda dua edicem diye ama heyecandan unuttum ama her gün dua ediyorum allah olmayanlarda nasip etsin diye.